Dermal dolgu dediğimiz yüz dolgularını hacim kayıpları ve kırışıklıkları telafi etmek için uyguluyoruz. Kendi pratiğimizde sadece hyalüronik asit uyguladığımız için burada anlatılanlar sadece tercih ettiğimiz ürünlere dönük olacaktır. Yaşlanma ile birlikte cilt altı yağ tabakası ve cildin hyalüronik asit, elastik ve kollajen lifler gibi bazı yapısal elemanlarında azalır, bunun sonucunda da kırışıklıklar ve sarkmalar meydana gelir. Dolgular, bu kırışıklık, sarkma, izleri gidermek, bazen de dokuya şekil veya hacim vermek için cilt altına enjekte edilen geçici, yarı kalıcı veya kalıcı maddelerdir. Dolgular nasıl etkili olur?
Cilt altına enjekte edilen dolgu maddeleri, kırışıkların altını doldurarak kırışıklığı düzeltir, yüze hacim vererek sarkmaları giderir, hacmi az olan yerlerde dolgunluk ile birlikte şekil verir. Bazı dolgu maddeleri geçici olmalarına rağmen, cilt altında bulundukları süre boyunca ciltte yeni kollajen yapımını uyarırlar. Bunlara peptitli ( akıllı) dolgular diyoruz. Böylece ciltte yenilenme meydana geldiği için dolgu maddesi eridikten sonra bile uygulanan bölge ilk haline göre çok daha iyi gözükmektedir. Peptitli dolguların kalıcı etkilerinin de % 25 devam etmesi avantajı iken, granüloma gibi cilt altı lezyonlarında nadiren sebep olabilmesi dezavantajıdır.
Biz kliniğimizde sıklıkla Caragen firması ürünü olan Revofil grubu peptitli dolguları kullanmakla birlikte hastaların özel tercihlerine bağlı olarak Juvederm ve Teaosyal grubu dolguları da sıklıkla kullanıyoruz.
Dolgu maddeleri, kırışıklık hattına, şekil verilmek istenen ve doktorunuz tarafından uygun görülen bölgeye, ince bir iğne veya ucu künt kanüller yardımıyla küçük miktarlarda enjekte edilir. Dolgu enjeksiyonu yaklaşık 5 dakika sürmektedir. Sonucu hemen fark edilir.
Estetik amaçla kullanılan dolgular geçici, yarı kalıcı ve kalıcı olarak sınıflandırılabilirler. Geçici dolgular arasında dünyada da yaygın olarak kullanılan dolgu maddesi hyalüronik asittir. Yarı kalıcı dolgular arasında en sık kullanılan maddeler ise kalsiyum hidroksi apatit, polikaprolakton ve polilaktik asit içeren dolgulardır. Bu dolguların kalıcılığı 1-4 yıl arasında değişmektedir. Kalıcı dolgular yan etkileri nedeniyle günümüzde pek tercih edilmemektedirler.
Hyalüronik asit, FDA onaylı, hayvansal olmayan, uygulandığı bölgeye hacim veren, güvenli ve doğal bir üründür.. Hyalüronik asidin % 100 saf formunun farklı konsantrasyonundaki formu ile yüz, boyun, dekolte ve ellerin daha iyi görünümü, nemlendirilmesi, korunması ve canlandırılması sağlanabilir. Hyalüronik asidin cilde enjekte edilmesi, genç görünen bir cilt için hayati önem taşıyan kollajen üretimini destekler. Aynı zamanda ciltteki hyalüronik asidin antioksidan görevi görerek zararlı kimyasallarla savaştığı da gösterilmiştir. Dolgunun etkisi hemen görülür ve seçilen konsantrasyona göre 4-18 ay devam eder.
vücuda uyumludur ve tedavi öncesinde hiçbir alerji testine gerek yoktur. İnce bir iğne ile cilt altına enjekte edilen madde lokal anestezi ile uygulanabilir ve uygulama 1 saatten daha kısa sürmektedir. Enjeksiyon sonrası, CaHA partikülleri bir ” yapı iskelesi ” görevinde vücudun kendi kollajen oluşumunu uyarır ve destekler. Zamanla vücut tarafından bileşenlerine ayrılarak güvenli ve doğal olarak vücutta yok olur. Sonuçlar 18 ay veya daha uzun olabilir ama kalıcı değildir.
Çoğu kişi enjeksiyonların ağrı duyulmaksızın gerçekleştiğini söylemektedir. Uygulama öncesi lokal anestezik etkili bir krem kullanımı ağrı eşiği düşük olanlara yardımcı olabilir. Kendi pratiğimizde biz sadece dudak uygulamalarında ince insülin iğneleri ile lokal anestezi infiltrasyonu uyguluyoruz. Diğer dolgu uygulamalarında ise sadece yüksek lidokainli krem ile uyuşturup kanül kullanımı yeterli konfor sağlamaktadır
Uygulamadan hemen sonra, enjeksiyon bölgelerinde hafif kızarıklık ve ödem olabilir, ancak 15-20 dakika içerisinde tamamen yok olurlar.
Kullanılan dolgu maddesi, ürünlerin özellikleri, uygulama alanı ve bazı kişisel özelliklere göre dolguların kalıcılık süresi değişmektedir. Bu süre dudak için ortalama 8-10 ay iken çene ve elmacık kemikleri için 18-24 ay kadar devam edebilmektedir.
Uygulama alanında geçici olarak şişlik, kızarıklık, morluk ve hassasiyet gözlenebilir. Bu yan etkiler kısa sürede geriler. Morluklara kapatıcı sürülebilir. Nadiren de olsa dolguların cilt altında granüloma ve enfeksiyon yapabilme ihtimalleri mevcuttur.
Dolgu uygulamasının hemen sonrasında kişi hemen günlük aktivitelerine ve sosyal hayatına devam edebilir.
Uygulama sırasında oluşabilecek morarma riskini artırabildikleri için, işlemden 3 gün öncesinde ağrı kesiciler, aspirin, kan sulandırıcı, 7 gün öncesinde ise diğer bazı destekleyici ilaçlar (yeşil çay, gingko biloba, sarımsak, ginseng, ekinezya gibi bitkilerin) kullanılmaması önerilir. Uygulamayı izleyen 4 saat boyunca ağır spor, sert çiğneme hareketleri, konuşma ve gülme önerilmez. Uygulama yapılan bölgeye sert masaj yapılmamalıdır. Uygulama sonrası oluşan kızarıklık ve şişlik tamamen geçene kadar bu bölgeyi aşırı sıcak (sauna, güneşlenme) veya aşırı soğuğa karşı korumalısınız.
Hyalüronik asitli dolgular ısıveren işlemlerden sonra yapılmamalıdır, çünkü ciltte ısınma yapan işlemler dolgunun ömrünü kısaltabilir. Üstelik cilt yenileme amacıyla yapılan lazer, radyofrekans, fokuslu ultrason vb. işlemlerden sonra yapılan dolgular, hem bu işlemlerin etkilerini artırır hem de sarkma, kırışıklık ve iz tedavilerinde hızlı bir düzelme sağlar. Dolgu uygulaması mezoterapi, PRP, botoks gibi diğer enjeksiyon uygulamaları ile aynı anda bile yapılabilir.